Mutlu bir mutfak mucizeler yaratır. Mutlu mutfağın sırrıysa; çiçeklerle beslenen, dağlarda dolanan ineklerden gelen süt; sütten gelen kaymak, peynir, tereyağı… Ağaçlardan çiçeklerden gelen bal, güzel meyvelerden yapılmış reçeller, kuzinede pişmiş ekmek, kümesten gelen yumurtalar… Muhlama bir kahvaltı klasiği; kahvaltı günün teminatı. Muhlama bizde neden mi başka? Kendi sütümüzün bereketinden harmanlandığı için…
“Bostandan sofraya” ilkemiz nefis salatalarla tanıştırır bizi, el açması otlu böreklerle. Fasulye, lahana, kabak, roka, pazı, mis kokulu nanelerle… Patatesler kaymakla, etli sarmalar süzme yoğurtla buluşur. Çay, baklava güzellemelerinin yanında yudumlanır; çullama incecik açılmış hamuru arasına serpilmiş ceviziyle baklavayı kıskandırır. Keteler, pilinalar, sütlü şehriyeler pek tatlıdır. Belki sadece süt içmek istersiniz tereyağlı kurabiyenin yanında. Süt ve kurabiye kokusu masalsıdır…
Ormandan böğürtlen, yaban mersini toplar; akşamdan reçelini yapar, sabah ekmeğimize kondururuz. Yoncaları, ısırganları, naneleri demler; akşam huzurunda içeriz… Bunca bereket hamarat kadınlarımızın elleriyle buluşunca mutfak da mutlu biz de …